MARKALAŞMA

Markanız için Hedef Kitle Oluşturmaya Yönelik İş Senaryosu

Pazarlama otomasyonu alanında, erişime öncelik veren pazarlamacılar ile yankı uyandırmaya öncelik veren pazarlamacılar arasındaki asırlık anlaşmazlığı perspektife koyan ilginç bir örnek olay çalışması var.

Pazarlama otomasyonu sektörünün alt ve orta kademelerindeki en büyük oyunculardan ikisi olan HubSpot ve Mailchimp, mümkün olduğunca çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmeyi kazanmak için rekabet ediyor. HubSpot şu anda dört kat daha fazla sosyal medya takipçisine sahip ve Mailchimp'ten neredeyse iki kat daha fazla organik trafik çekiyor; dolayısıyla HubSpot'un daha fazla gelir ve kâr elde ettiği varsayılabilir.

Ancak gerçek şu ki Mailchimp her iki finansal kategoride de HubSpot'u geride bıraktı. 2019'da HubSpot 674 milyon dolar, Mailchimp ise 700 milyon dolar gelir elde etti. Üstelik HubSpot henüz kar elde etmemiş olsa da Mailchimp tüm varlığı boyunca kar elde etti. Bu, HubSpot'un büyük başarısını hiçbir şekilde göz ardı etmek anlamına gelmiyor; sadece ilginç bir soruyu gündeme getiriyor. Daha fazla görüntüleme ve daha fazla potansiyel müşteri aslında daha fazla gelirle sonuçlanır mı? Şart değil.

“Daha fazla görüntüleme ve daha fazla potansiyel müşteri aslında daha fazla gelirle sonuçlanıyor mu? Şart değil."

Biraz daha derine inerseniz ve Mailchimp'in hedef kitle oluşturmaya (bu, orijinal içerik ağı Mailchimp Presents'ın yaratılmasına yol açan) aralıksız odaklanması ve HubSpot'un erişime odaklanması hakkında eleştirel düşünürseniz, Mailchimp'in çok daha az maliyetle daha fazla gelir ve kâr elde etme yeteneği olduğunu görürsünüz. HubSpot'tan daha fazla erişim anlamlı olmaya başlıyor.

Daha fazla erişim, daha fazla gelir anlamına gelmez

Çoğu pazarlama panosunda erişim ve gelir aynı yönde eğilim gösterir. Çoğu zaman pazarlama ekipleri bu ilişkiyi fark edecek ve mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaşıldığında gelirin artacağını varsayacaktır.

Ancak araştırmalar, hedef kitlenizin markanıza yönelik duyarlılığının sonuçta daha fazla gelire yol açtığını gösteriyor. Yani, yaygın inanışın aksine, erişimdeki artış gelir artışını etkileyebilse de, bunun tek itici gücü bu değildir; bu etken aslında duygusal yankıdır.

Daha fazla okuyun.

[optin-monster slug=”em8z7q6hga9elmy1dbgb”]

BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN...